Bu Blogda Ara

22 Ocak 2012 Pazar

Mustafa Necati Bey Biyografi


Yaşamı 

Ailesi ve Öğrenimi 

1894 yılında İzmir'de dünyaya geldi. Babası Darendeli Halit Bey, annesi Elbistanlı Mustafa Efendi'nin kızı Naciye Hanım'dır. İlk ve orta öğrenimini İzmir'de tamamladı. İzmir İdadisi'ni bitirdikten sonra yüksek öğrenim için İstanbul'a gitti. İstanbul Hukuk Okulu'ndan 1914 yılında mezun oldu ve İzmir’e döndü .

I. Dünya Savaşı Yılları ve İzmir'in İşgali

Mustafa Necai Bey, I. Dünya Savaşı yıllarında İzmir'de avukatlık, eğitimcilik, gazetecilik yaptı. 1915 yılında arkadaşı Hüseyin Vasıf Bey ile Özel Şark İdadisi adlı bir okul kurdu; bu okulda müdürlük ve edebiyat öğretmenliği yaptı.
Kısa bir süre Aydın-Kasaba Demiryolları'nda hukuk müşavirliği yapmış olan Mustafa Necati Bey, savaştan sonra itilaf devletlerince işlerine son verilen demiryolu işçilerinin haklarını savunmak, savaştan dönen işsiz yedek-subayların sıkıntılarını gidermek için çalışmalar yaptı. İzmir Türk Ocağı'nın aktif bir üyesi oldu ve spor kolu çalışmalarını yürüttü. Altay Spor Kulübü'nün kurucuları arasında yer aldı. Yaklaşmakta olan işgal tehlikesine karşı demiryolu işçileri, işsiz yedek-subaylar ve sporcu gençlerle olan ilişkisini kullanarak önlemler almaya, direniş örgütlemeye çalıştı. İzmir'in işgali üzerine İstanbul'a kaçarak amcasının kızı ve nişanlısı Halide Nusret Hanım'ın evine sığındı

Balıkesir günleri

İzmir'in işgali üzerine İstanbul'a giden Mustafa Necati Bey, İçişleri Bakanlığı'nda görev aldı ve Balıkesir'e atandı. Şehre vardıktan sonra görevinden istifa etti ve Balıkesir'de kaldığı 7 ay boyunca milli mücadele hareketine hizmet için çok yoğun çalıştı. Kuvayi Milliye kumandanı olarak Yunanlılar ve Ahmet Anzavur kuvvetlerine karşı yürütülen mücadelede yararlılıklar gösterdi. Hüseyin Vasıf ve Mehmet Esat kardeşlerle ile birlikte "İzmir'e Doğru" adlı bir gazete çıkardı. Milli hareketin yayın organı olan ve 74 sayı çıkan bu gazetede milli duyguları geliştirici yayınlar yaptı. Balıkesir'de kaldığı sürede bir gençlik ve spor kulübü olan Balıkesir İdman Yurdu'nu kurdu. Bu dönemde herhangi bir dava alıp takip etme fırsatı olmasa da bir avukatlık bürosu açtı. Şehirde faaliyet gösteren 11 avukattan birisi olarak 1920'nin Ocak ayında kurulan baronun yönetim kurulunda yer aldı. 29 Nisan 1920 günü Saruhan milletvekili olarak TBMM'ne katılmak üzere şehirden ayrıldı.

TBMM 1. Dönem Milletvekili ve İstiklal Mahkemeleri

TBMM 1. Dönem Saruhan milletvekilliği sırasında önce Sivas İstiklal Mahkemesi üyesi olarak görevlendirildi (11 Eylül 1920 - 17 Şubat 1921); daha sonra Kastamonu İstiklal Mahkemesi Başkanlığı (18 Ağustos 1921 - 1 Ağustos 1922) ve ardından Amasya İstiklal Mahkemesi Başkanlığı(17 Ağustos 1922- ) yaptı. Bu görevleri nedeniyle çoğunlukla Ankara dışında bulundu.
Kastamonu’da görevli olduğu bir yıl içinde Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) ve İlim Yayma Cemiyeti’nin kurulmasına öncülük etti. Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay), Gençler Mahfeli (Derneği) ve Muallimler Derneği’nin çalışmalarına destek verdi. Tüm bu çalışmalarından ötürü belediye tarafından fahri hemşehrilik ünvanı verildi.

İmar Bakanlığı 

Mustafa Necati Bey, TBMM 2. Dönem’de İzmir milletvekili olarak yer aldı. Altı arkadaşı ile kurduğu komisyon, hükümete "mübadele, imar ve iskân” işlerinden sorumlu bir bakanlık kurulması önerisini getirdi. Bu öneri üzerine kurulan Mübadele, İmâr ve İskân Vekâleti’ne vekil olarak seçilen ilk bakan Mustafa Necati Bey oldu, 5 ay boyunca bu görevi yürüttü. Bakanlık teşkilatının kuruluşu; savaşta yakıp yıkılan ülkenin imarı ve gelen göçmenlerin yerleştirilmesi ile ilgili hizmetler verdi.

Adliye Bakanlığı 

Mustafa Necati Bey, 6 Mart 1924’te kurulan ikinci hükümette Adliye Bakanı olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde Şer’i mahkemeler kaldırılmıştır.

Muallimler Birliği Genel Başkanlığı 
24 Ağustos 1924 tarihinde "Türk Muallimler Birliği” (Türk Öğretmenler Örgütü) genel başkanı olarak seçildi. Milli Eğitim Bakanı olarak atandığında genel birlik başkanı idi.


Milli Eğitim Bakanlığı

Mustafa Necati Bey, 4. ve 5. Hükümet dönemlerinde Maarif Vekili(Milli Eğitim Bakanı) olarak görev yaptı. Bakanlığı sırasında gerçekleştirdikleri işlerin bazıları şunlardır:
Maarif Teşkilatı’na dair kanunu çıkardı, eğitim işlerini valilerin kontrolünden çıkararak bakanlığın kontrolüne aldı. Kanun’da yer alan “Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir” hükmü ile öğretmenlik mesleğini itibarlı hale getirdi; öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin düzenlemeler yaptı.
10 bölge merkezinde birer öğretmen okulu inşaatı başlattı. Bunlardan ilki, bugünkü Gazi Eğitim Fakültesi Binası’nda hizmete giren Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü, ikincisi İzmir Erkek Öğretmen Okulu, üçüncüsü bugün Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi olarak binasında hizmet veren Balıkesir Necatibey Muallim Mektebi’dir.
Uzman öğretmen yetiştirmek üzere Avrupa’ya öğrenci gönderilmesini sağladı.
Yeni bir ilkokul programı hazırlandı ve “toplu öğretim” Avrupa ile aynı anda Türkiye’de uygulanmaya başlandı.
Orta öğretim ücretsiz yapıldı; okul kitapları bakanlıkça bastırıldı.
Yabancı okullar denetim altına alındı.
Köylere öğretmen yetiştirmek için Köy öğretmen okulları modeli planlandı. Denizli ve Kayseri’de köy muallim mektebi açıldı.
Harf İnkılabı gerçekleştirildi. Yeni harfleri öğretmek için Millet Mektepleri kuruldu, okuma-yazma seferberliği başlatıldı.

Ölümü 

Resmi kayıtlarda Mustafa Necati Bey'in, Millet Mektepleri'nin açıldığı 1 Ocak 1929 tarihinde apandisit patlaması sonucu Ankara Numune Hastahanesi'nde öldüğü belirtilmiştir. (RESMİ OLMAYAN KAYITLARDA İSE ...)Ölümü üzerine arkadaşı cumhurbaşkanı Atatürk'ün çok etkilenip ağladığı 1976'da, Utkan Kocatürk'ün Afet İnan ile yaptığı söyleşide bildirilir.
Cenazesi 2 Ocak 1929'da resmi törenle Ankara'da Cebeci Mezarlığı'na gömüldü ve Milli Eğitim Bakanlığına bir müddet Başvekil İsmet İnönü vekalet etti.

Sözleri 

Okuttuğun dan çok okumayan bir öğretmen çabuk yıpranır, ihtiyarlar ve bezginlik getirir...Araştırma, irdelemeye düşkün, ak saçlı bir öğretmen sürgit genç ve dinçtir.
Bir gün Büyük Millet Meclisi karşısında, herhangi bir Milli Eğitim Bakanı zorunlu öğrenim çağında bulunan çocuklarımızın hepsini okutmakta olduğunu ve her köyde okul ve öğretmen bulunduğunu söylemek mutluluğuna kavuşursa, o zaman Cumhuriyet, ilköğretimde çizmiş olduğu hedefe ulaşmış olacaktır.

Evi ile ilgili güncel haber

Ankara'daki tarihe tanıklık etmiş evinin kuru fasulyeci Hüsrev Lokantası'na devredilmesiyle ismi 2006 yılında yeniden gündeme gelmiş; tepkiler üzerine evi 2008 yılında “parlamenterler evi” haline gelmiştir.


Arap harflerinin yasaklanması ve Millet Mektepleri'nin açılması (1 Ocak 1929)


TBMM , Arap harflerini yasaklayan 1353 sayılı kanunu kabul etti.Bu kanunla Arapça dilekçe yazılması, ve kitap basılması yasaklandı. Aynı gün,Türk harfleriyle okuma yazma öğretecek olan Millet Mektepleri açıldı.Bu okullar, 1936 yılına kadar çalışmalarını sürdürdü.

Resmi Açılış 

Millet Mekteplerinin resmen açılışı 1 Ocak 1929’da gerçekleşti. O gün, yurtta “Maarif Bayramı” olarak kutlandı. Ne var ki Millet Mekteplerinin mimarı olan Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey açılış günü apandisit nedeniyle hayatını kaybetti. Başbakan İnönü, iki ay boyunca Mustafa Necati’nin yerine birini atayamadı. Görevi vekâleten kendisi yürüttü.

Millet Mektepleri uygulamasının sonuçları 

Eğitim seferberliğinin başladığı ilk yılda 20487 derslik açıldı; 1075500 kişi bu okullara devam etti ve 597010 kişi okuma yazma öğrenerek belge aldı.
Dünyadaki ekonomik bunalım nedeniyle yeterli ödenek ayrılamaması sonucu zamanla millet mekteplerinin etkinlikleri azaldı ancak üç yılda 1½ milyon vatandaş okur yazar hale getirilebildi. 1928-1935 arasında “Millet Mektepleri” adıyla hizmet veren yaygın öğretim kurumları, 1936-1950 arasında “Ulus Okulları” adıyla hizmete devam etti.



21 Ocak 2012 Cumartesi

Anadolu Demiryolları şirketi'nin satılması (1 Ocak 1928)


İstanbul'un Haydarpaşa semti ile Pendik semti arasında banliyö seferleri yapan Anadolu Demiryolları şirketi devlet tarafından alındı.

İlk resmi yılbaşı (1 Ocak 1926)


Türkiye'de ilk yılbaşı kutlandı.İlk resmi tatil olan yılbaşı ise bundan 10 sene sonra 1 ocak 1936 da gerçekleşti.

Milletlerarası takvim saat uygulaması (1 Ocak 1926)


Türkiye'de milletlerarası takvim ve saat uygulaması başlatıldı.

T.C İlk Gümrük Vergisi Uygulaması (1 Ocak 1925)


Türkiye Lozan Antlaşmasının ilgili hükmü gereğince Gümrük vergisi uygulamasına başladı.

Futbol Federasyonu kuruldu (1 Ocak 1923)


Türk sporunun ilk teşkilatı olan Türk İdman Cemiyetleri İttifakı'nın kurulmasının ardından Yusuf Ziya Öniş başkanlığında ilk Türk Futbol Federasyonu 1923 yılında Şehzadebaşı'ndaki Letafet Apartmanı salonunda yapılan toplantıda 'Futbol Heyet-i Müttehidesi' adıyla kurulmuştur. Ardından FIFA'ya başvurulmuş ve Türkiye 21 Mayıs 1923 tarihinde FIFA'nın 26. üyesi olmuştur.

15 Ocak 2012 Pazar

Şeyh eşref ayaklanması (1 Ocak 1920)


Şeyh Eşref Bayburt bölgesinde isim yapmış ve kurduğu tarikat vasıtasıyla Erzurum ve Sürmene bölgesine kadar etkisini genişletmiştir. Bayburt’un Hart köyünde oturan Şeyh Eşref’i Erzurum valiliği kaymakam yoluyla Erzurum’a çağırmış; ancak Şeyh hükümetin bu emrine uymamış müritlerini silahlandırarak halka korku ve dehşet saçmaya başlamıştır.
Şeyh şeriat sahibi olduğunu, Allah tarafından gönderildiğini ve bütün evrenle savaşacağını etrafa dağıttığı bildirilerle ilan eder ve Cuma günü de adına hutbe okutur. 24 Aralık 1919 tarihinde Hart’a askeri kuvvet gönderildi. Şeyh ve ailesi çarpışmalarda ölünce diğer asiler teslim oldular.


Alman Çeşmesi Açıldı (1 Ocak 1901)

Sultan Ahmet Meydanı’nda, I. Ahmet Türbesi’nin karşısında konumlandırılmış olan Alman Çeşmesi; Alman İmparatoru II. Wilhelm’in  ikinci İstanbul ziyareti anısına bina edilmiş;çeşmenin planı Mimar Spitta tarafından çizilmiş ve çeşme, Mimar Schoele başta olmak üzere Carlitzik ve Joseph Antony’nin de içinde bulunduğu mimari ekiple şekillendirilmiştir. 



27 Ocak 1901 yılında II. Wilhelm’in doğum gününde açılışı yapılan, neorönesans tarzda sekizgen plan üzerine kubbeli olarak inşa edilen çeşme; Almanya’da hazırlanmış ve parçalar halinde İstanbul’a taşınarak Sultan Ahmet Meydanı’ndaki yerini almıştır. Yeşil renkli somaki taşından sekiz kolon üzerine oturtulmuş kubbenin içi mozaiklerle kaplıdır ve kubbe eteğinde sekiz madalyon bulunur. Bu madalyonlara II. Amdülhamid tuğrası ve II. Wilhelm’in insiyalleri işlenmiştir. 

Köklü Türk ve Alman dostluğunun güzel bir eseri olan Sultan Ahmet Meydanı’ndaki çeşmenin kolonları arasındaki kemerler, çeşmenin sanatsal değerini artıran öğeler olmuştur.

İlk emekli maaşı (1 Ocak 1891)

Bismarck yönetiminde ki Almanya'da,emeklilik sigortası kanunu yürürlüğe girdi.Kanun gereğince ilk emekli maaşı,Almanya'da 1 haziran 1891 de Yeni Zelanda'da 1 Kasım 1898 de ödendi.

Matbuat Nizamnamesi hazırlanıp yürürlüğe konuldu (1 Ocak 1865)


Osmanlı Devleti'nde basım ve basımevi işlerini düzenleyen ilk nizamname. 1857'de yayımlandı.

Nizamname hükümlerine göre, matbaa açacak kimse bu isteğini Maarif ve Zaptiye nezaretine bildirecek; bu konuda inceleme ve soruşturma yapılarak sonuç Maarif meclisi tarafından Maarif nezaretine bildirilerek onay alındıktan sonra Zaptiye nezareti tarafından mezuniyet vesikası (matbaa açma ve işletme belgesi) verilecekti. Ayrıca, matbaada basılacak her çeşit risale, basılmadan önce Maarif meclisi tarafından görülecek ve "mülken ve devleten bir gûna mazarratı" olmadığı yolunda izin alındıktan sonra basım yapılabilecekti.

Yabancıların ise, Hariciye nezaretinin incelemesinden sonra mezuniyet vesikası almaları gerekiyordu. Nizamname hükümlerine aykırı hareket edenlerin matbaası kapatıldığı gibi, kendileri ayrıca Ceza kanunundaki hükümlere göre cezalandırılacaktı. İzinsiz matbaa açan da cezalandırılacaktı.


ABD'nin kölelere hürriyet hakkı tanıması(1 Ocak 1863)


Amerika Birleşik Devletleri başkanı Abraham Lincoln,ülkesinde yaşayan kölelere hürriyetlerini tanıyan kararnamesini açıkladı daha sonra Haziran ayında bu kararname yürürlüğe girdi.

Le Figaro Yayınlanmaya başladı (1 Ocak 1826)


Dünya'nın en iyi gazetelerinden biri olan Le Figaro Fransa'nın başkenti Paris'te sabah gazetesi olarak yayın hayatına başladı.

Adı Rossini'nin Sevil Berberi isimli opera eserinden ilham alınarak bulunmuştur.İlk sayılarında alaycı bir üslup benimsemiştir.40 yıl içerisinde siyasi bir gazete kimliğine bürünmüştür.Pek çok konuda yenilikler getirerek önü gazete olmuştur.İkinci Dünya savaşında orta tabaka ve üst sınıfların tercihi olarak Dünya'Ya adını duyurmuştur.Bağımsız bir gazete kimliğini taşır.Eğlence ve sanat Dünya'sına geniş yer verir.Dış haberlerde doğruluk ve zenginliğiyle benzerlerine üstünlük kurmayı başarmıştır.Le Figaro gazetesi başarısını günümüzde de devam ettirmektedir.

The Times yayın hayatına girdi (1 Ocak 1785)


İngiltere'nin en etkili ve en eski gazetelerinden biri olarak The Times yayın hayatına başladı.

İlk çerkez okulu (1 Ocak 1851)

Kafkaslar bölgesinde bulunan Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nin başşehri Nalchik'te ilk defa bir çerkez okulu açıldı.

Osmanlı'nın Venediklilere Kapitülasyon Hakkı Tanıması



     Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı Devletinin en parlak dönemlerinde biri yaşanıyordu. Savaşlarda gösterilen büyük başarılar ile Osmanlı Devleti gittikçe güçleniyordu. Fakat savaşlardan dolayı ekonomi yavaş yavaş bozuluyordu. İşte bu dönemde Fatih Sultan Mehmet Venediklilere ve Cenevizlilere kapitülasyonlar vermiştir. Bu kapitülasyonlar ile Venedikli ve Cenevizli tüccarlar artık Osmanlı Devleti sınırları içersinde ticaret yapabilecek ve pazarlarda kendi ürünleri satabileceklerdir. Aynı zamanda aynı haklara Osmanlı Devleti de sahip olacaktır. 
     Bu kapitülasyonların Osmanlı Devletine yararları;
  1. Osmanlı pazarlarında ürün çeşidi artmış ve Venedikli tüccarların devlete vergi vermesi ile birlikte devlet hazinesine ek bir gelir sağlanmıştır.
  2. Venedikliler ile dostane ilişkiler sağlanmış ve önemli ticaret yollarına sahip olan Venediklilerden bazı durumlarda bu yolları kullanım talep edilmiştir.
  3. Venediklilerinde Osmanlılara verdiği kapitülasyonlar sayesinde Osmanlı gemileri daha rahat bir şekilde Venedik sularında hareket etmiştir.
     Bu dönemde bu denli bir politika devlet için önem arz etmekteydi. Fakat verilen bu kapitülasyonlarda eğer ki Fatih Sultan Mehmet gerekli tedbirleri almasaydı Osmanlı ve Venedikliler arasında ciddi problemler yaşanabilirdi. Ama Fatih Sultan Mehmet Venedikliler ile kapitülasyon anlaşması yaparken bazı kısıtlamalar getirmiş ve kapitülasyonları belirli bir seviyede tutmaya dikkat etmiştir. Bu sayede dönem içersinde Venedikliler ile çok daha iyi işlere imza atılmıştır. Venedikliler ve Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler aynı şekilde Yavuz Sulta Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında da geliştirilerek devam etmiştir. Fakat bir süre sonra Osmanlı – Venedik ilişkilerinde bazı sorunlar oluştuğundan kapitülasyonlar kaldırılmıştır. Bu olaylar zinciri sonrasında Osmanlı - Venedik Savaşları başlamıştır

KİTAP: Zbigniew Brzezinski - Stratejik Vizyon

Stratejik Vizyon PDF