Bu Blogda Ara

4 Şubat 2018 Pazar

FELSEFE SÖZLÜĞÜ: Petrus Abelardus


1079 - 1142 yılları arasında yaşamış olan ünlü Ortaçağ filozofu.

 Temel eserleri: Sic et Non, De unitate et trinitate, Diologus inter philosophum, Judaeum et christianum'dur.

Mantık, ahlak ve teoloji konusundaki çalışma ve görüşleriyle tanınan Abelardus, tümeller kavgası'nda, nominalistlerle birlikte, genel kavram ya da sözcüklerin gösterdiği ya da karşılık geldiği hiçbir tek şey bulunmadığını ve varolan herşeyin bireyler ibaret olduğunu kabul etmiştir.

Fakat bu noktada kalmayıp, buradan genel sözcüklerin anlamdan yoksun olduğu sonucunun hiçbir şekilkde çıkmadığını öne süren Abelardus'a göre, güçlük, insan zihninin soyutlama yapma, soyutlamalar oluşturma gücüne sahip bulunduğunu kabul etmekle çözülür. Buna göre, insan zihni yalnızca bireylerin, örneğin Platon'un ve Sokrates'in kavramlarına sahip olmakla kalmaz, fakat bu bireylerin çeşitli yönlerine ilişkin genel fikir ve kavramlara ulaşır.

Kavram realizmi'nden olduğu kadar nominalizmden de uzak duran Abelardus, kavramcılığı benimsemiştir. Nitekim, ona göre; bir tümelin iki şekilde varolduğu söylenebilir: 1 Tümel, ortak bir benzerlik olarak tikellerde ya da bireylerde var olur ve 2 Tümel, zihnin dikkatini söz konusu benzerlik üzerinde yoğunlaştırmasının sonucunda oluşturulan bir kavram olarak, insan zihninde varolur.

Tümeller kavgası dışında inanç-akıl ilişkisi üzerinde de duran Abelardus, akıl yürütme yoluyla ortaya konmamış olan inancın yalnızca bir başlangıç olup, zorlamaya dayanmadığını öne sürmüştür.
Dolayısıyla, inancın verileri üzerinde akıl yürütülmesi gerektiğini öne süren filozof, inanç ve vahiy karşısında, iradeci değil de, entelektüalist bir tavır takınmıştır.

Tanrı'nın varolduğu sonucuna gerçekten var olanla geçici olan arasındaki karşıtlık üzerinde düşünmek ve bedenin zihne olan bağımlılığını genelleştirmek suretiyle varan filozof, yaratmanın, iradenin keyfi bir eylemi olmayıp, Tanrı'nın en iyi olanı seçme zorunluluğunu yansıtan bir eylem olduğunu söylerken, bu konuda Augustinus'un örnekçiliğini benimsemiştir.

Yaşamının son döneminde, daha çok teolojinin kapsamı içinde kalan konuları ele almış olan Abelardus, antik dönem filozoflarının erdemlerinden ve Hristiyan vahyinin birçok temel öğretisini akıl yoluyla bulmuş olmalarından övgüyle söz etmiştir. Günah kavramını da çözümleyen Abelardus, insan davranışlarının, insanı Tanrı'nın gözünde ne daha iyi, ne daha kötü yapabileceğini, zira davranışların kendi başlarına ne iyi ne de kötü olduğunu savunmuştur. Tanrı katında iyi olan niyettir ve günah, davranışla değil de, insan aklının, yanlış olduğunu bildiği bir şeye rıza göstermesiyle olur. Başka bir deyişle, bir eylem ya da sonuç ahlakından çok bir niyet ahlakı geliştiren Abelardus, gerçek ahlaklılığın eylemlerden çok zihinde ve yürekte olduğunu öne sürmüştür.

KAYNAK: Felsefe sözlüğü - Ahmet Cevizci

NOT:Arkadaşlar, kaynak olarak kullandığım kitap, değerli hocamız Prof.Dr. Ahmet Cevizci'nin kitabıdır.  Bazı yazım yanlışlarını da düzeltmekteyim, eski bir basım olduğundan dolayı buna gerek duyduğumu söyleyebilirim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KİTAP: Zbigniew Brzezinski - Stratejik Vizyon

Stratejik Vizyon PDF