Bu Blogda Ara

19 Haziran 2017 Pazartesi

Oku: Rayleigh Saçılımı nedir?


Dünya'ya mavi gezegen dememizin temel sebebi rayleigh saçılımıdır. Bu renk ışığın frekanslarının dördüncü kuvvete kadar güçlenmesinin sonucudur. Işığın içinden geçtiği ortamlarda mikroskopikten daha küçük parçalar var ise bunlardaki elektronların enerjisi gelen ışık tarafından yükseltilerek her minik parçacık çevresinde ışınsal bir enerji saçılımına neden olmaktadır. Bu nedenle gezegenimizin hem atmosferi hem de okyanus ve denizler mavi renkte gözükmektedir. Okyanusların mavi rengi kısmen atmosferin maviliğinin su yüzeyinden yansıması, kısmen de kendi içindeki minik parçacıklaerın Rayleigh saçılımına neden olarak mavi renk üretmeleridir.

John Strutt Rayleigh
(1842-1919)

William Ramsay ile birlikte argon elementinin kaşifi ve rayleigh saçılımı olarak bilinen kavramın kaşifidir. 1879 yılında James Clerk Maxwell'in asistanı olarak göreve başlamıştır. Optik, ses, dalga teorisi, renk görünümü, elektromanyetizma, hidrodinamik, gaz yoğunluğu gibi alanlarda çalışmıştır. 1904 yılında Nobel Fizik ödülünün sahibi olmuştur. Bunun dışında Royal Society organizasyonunun Copley, Royal ve Rumford madalyalarının da sahibidir. 
3.Lord Rayleigh baronluk rütbesi bulunmaktadır.

Katkısı olan kaynak kitaplar: Celal Şengör - Bilgiyle Sohbet

Dinle: Dio - Don't Talk To Strangers

Bir metal efsanesi Dio abimiz gerçekten harika bir vokal ve söz yazarı. Metale katkısı yadsınamaz olan bu mükemmel abimizin bu konser performansına dikkat çekmek istedim. Ayrıca gitar ve bass kalitesini de görmezden gelmeyiniz efendim. Parçanın sözleri o kadar muazzam ki dinlerken istemese bile düşündürür, bazen hayata bağlayıcı etki yaparken bazen de umutlarınızı söndürebilir.  Keyifli dinlemeler dilerim..


Sözlerini de şöyle bırakayım :) ,

Don't talk to strangers
'cause they're only there to do you harm
Don't write in starlight
'cause the words may come out real
Don't hide in doorways
you may find the key that opens up your soul
Don't go to heaven
'cause it's really only hell
Don't smell the flowers
they're an evil drug to make you loose your mind
Don't dream of women
'cause they'll only bring you down

Hey, you, you know me
you can touch me -- I'm real
I'm forever the one that lets you look and see
Can you feel me?
I'm danger, I'm the stranger
And I, I need darkness
I'm air, I'm been framed
I'm the master
the evil song you sing inside your brain
drive you insane
Don't talk
don't let them inside your mind yeah
run away, run away, go

No, no, don't let them in your mind or catch your soul

Don't dance in darkness
you may stumble and you're sure to fall
Don't write in starlight
'cause the words may come out real
Don't talk to strangers
'cause they're only there to make you sad
Don't dream of women
'cause they'll only bring you down yeah
Run, run, run, run away


17 Haziran 2017 Cumartesi

Dinle: Nirvana - Where did you sleep last night

Nirvana 90'ların başında gerek müziğiyle gerek vokalist ve gitaristleri Kurt Cobain'in sansasyonel yaşam tarzıyla ün yapmış harika bir gruptu. ´´Nevermind´´ gibi dünyanın tanıdığı efsaneleşmiş bir albümü çıkarıp Kurt ölene kadar bir çok performansa imza attılar. Bu harika performansların en büyüleyici olanlarından biri MTV akustik furyasının içine katıldıkları zaman gerçekleşti. Size şimdi bu büyüleyici performansın bir parçalık kısmını tavsiye edip aradan çekiliyorum, kaliteye hayran kalmamak elde değil.


Öğren: İspanyolca bazı kelimeler ve cümleler - 1


Temel İspanyolca başlangıç kelimeleri, basit cümleler ve Türkçe karşılıkları
  • Hola - Selam
  • Si - Evet
  • ¿Qué pasa? - Naber/Nasılsın
  • Vamos - Hadi gidelim
  • ¡Salud! -  Sağlığına/Şerefe
  • No - Hayır
  • Por Favor - Lütfen
  • Lo Siento - Üzgünüm
  • Buenos Dias - Günaydın/İyi sabahlar
  • Buenas Noches - İyi Geceler
  • Gracias - Teşekkürler
  • Vale - Tamam
  • Hasta Luego - Görüşürüz
  • Adios - Güle Güle


16 Haziran 2017 Cuma

Öğren: Fransızca bazı kelime ve cümleler - 1

 Temel Fransızca başlangıç kelimeler, basit cümleler ve Türkçe karşılıkları
  • Salut - Merhaba
  • Oui - Evet
  • Sante - Sağlığına/Şerefe
  • Allons-y! - Hadi gidelim!
  • Quoi de neuf? - Naber?
  • Non - Hayır
  • S'il vous plait - Lütfen
  • Merci - Teşekkür ederim
  • Bonjour - Günaydın/İyi Sabahlar
  • Bonne Nuit - İyi geceler
  • A bientôt - Görüşürüz/Görüşmek üzere
  • Au Revoir - Güle güle

Oku: Nutuk - 1 - Atatürk'ün Samsun'a çıkışı sırasında devletin genel durumu

Her gün bölüm bölüm Atatürk'ün Nutuk adlı eserinden kısımları okuyacağız, bunu son derece objektif bir dille olduğu gibi aktarmaya çalışacağız.

1919 yılı mayısının on dokuzuncu günü Samsun'a Çıktım. Genel Durum ve Görünüş:


Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı

Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk (İttifak Grubu Almanya, Avusturya, Macaristan, Osmanlı Devleti, Bulgaristan), 1.Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş,şartları ağır bir anlaşması imzalanmıştır. (Mondros  Mütakeresi) Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve yoksul bir durumda. Milleti ve ülkeyi 1.Dünya Savaşı'na sürükleyenler kendi başları kurtarma endişesine düşerek ülkelerinden kaçmışlar. Padişah  ve halife olan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, haysiyetsiz, korkak. Yalnız Padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma boyun eğmiş.

İtilaf devletleri anlaşmanın şartlarına uymuyorlar. Birer uydurma sebepler zinciri ile itilaf donanma askerleri İstanbul'a giriyor. 

Adana - Fransızlar
Urfa, Maraş, Antep, Merzifon, Samsun - İngilizler
Antalya ve Konya - İtalyanlar ve İtilaf devletlerinin uygun bulmasıyla İzmir'e de Yunanlılar giriyor.

Hristiyan azınlıklar ülkenin bölünmesi için canla başla çalışıyorlar ve açıktan açığa bunu yapıyorlar. Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgeler, İstanbul Rum Patrikhane'sinde kurulan Mavri Mira Heyetinin, illerde çeteler kurmak ve idare etmek, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla meşgul olduğunu doğruladı. Yunan Kızılhaç'ı da bu heyeti destekliyor ve çalışmalarını hızlandırmaya çalışıyordu.


Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Heyeti ile fikir birliği yapmaya çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tıpkı Rum hazırlığı gibi ilerliyordu. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde kurulan ve İstanbul'daki merkeze bağlı Pontus Cemiyeti hiç bir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor.. 

Mavri Mira Cemiyeti: Kara Baht anlamına gelir. Rum Patrikhanesinin koruyuculuğunda 1.Dünya Savaşı bittikten sonra Aralık 1918'de kurulan Rum Cemiyeti. İstanbul'a asker çıkarıldıktan sonra faaliyetleri daha da artmıştır. Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştıktan sonra silinmiştir.

Pontus Cemiyeti: Karadeniz'in kıyısında yaşayan Rumlar tarafından kurulan, bağımsız bir devlet olmayı amaçlayan bir cemiyet. Planlanan haritasını şurada görebiliriz..


Devam edecek...

Dinle: Lou Reed - Perfect Day

Lou Reed'i bilmeyenimiz yoktur. Sakin söyleyiş tarzıyla huzurun sesidir abimiz. Ağır takıldığı yıllarda bize çok güzel bir hatıra bırakmıştır "Perfect Day". Bu parçayı her dinlediğimde bırakın huzur bulmayı, kanatlanıp uçasım ve bir daha bu gezegene adımımı atmayasım geliyor. Harika lirikler ve melodisiyle gerçekten yaşamı hissettiren inanılmaz bir parça. Bu parçayı youtube'da trainspotting filminin sahneleriyle birleştirmiş bir arkadaşımız var, bu benim daha çok hoşuma gidiyor. Gelin şimdi özendirme maksatlı olmasa da şöyle moda girmek açısından bu parçamızı dinleyelim. Huzur...




Oku: Fareler ve insanlar(Of mice and men) - John Steinbeck, Crooks'un ders niteliğinde sözleri

Fareler ve insanlar, 1937 yılında John Steinbeck tarafından yazılmış insan ilişkileri ve bunalım yıllarının insanlar üzerindeki etkisi, dostluk ve arkadaşlık, yalnızlığın insan üzerindeki yıkıcı etkilerini baz alan şahane bir kitaptır. Yer yer kötü hissettirir veya umutlandırır. Burada kitabı elbette tavsiye ediyorum fakat at bakıcısı Crooks'un sözlerini size göstermek istedim. Umarım siz de hem bu kitaptan hem de bahsettiğim sözlerden üzerinde düşünecek bir şeyler bulursunuz.



Kitabın 85.sayfasında Crooks Lennie'nin "Köpek yavruları ne zaman ele gelir?" sorusu üzerine biraz da 1930'ların ırkçı furyasının tepede olduğu zamanların etkisiyle (kendisi siyah bir arkadaşımız) şu sözleri söyler;

"İnsan sana her şeyini anlatabilir, sen aklında tutamadığın için kimseye söylemezsin nasıl olsa. Bir kaç hafta sonra ele avuca gelirler iyice. George tanımış tabii seni. Konuşup duruyor o, sen nasıl olsa bir şey anlamıyorsun." Heyecanlı bir ifade ile öne eğildi. "Zenci lafı işte, üstelik bir de beli kırık zencinin lafı. Bu yüzden hiç önemi yok, öyle değil mi? Sen  normal olsan da aklında tutmazdın zaten dediklerimi. O kadar çok gördüm ki ben bunu... Biri ötekine anlatıp durur, ötekinin duyup duymadığının ya da anlayıp anlamadığının hiçbir önemi yoktur. Konuşuyorlar ya da hiç konuşmadan karşılıklı oturuyorlardır ya, önemli olan budur işte. Karşıdakinin dinleyip dinlememesinin hiç ama hiç önemi yoktur." O kadar heyecanlanmıştı ki eliyle dizine vurmaya başlamıştı. "George sana saçma sapan şeyler söyleyebilir, bunların hiç ama hiç önemi yoktur. Önemli olan konuşmaktır. Biriyle birlikte olmak. Önemli olan budur işte," dedikten sonra sustu bir an.

Burada benim kendime aldığım olay her zaman insanın yanında birisinin olması, onun yaşamak için bir sebebidir. Yalnızlık insanı tüketen bir olgudur ve bana göre bunu en iyi anlatan anlatımlardan biridir. Belki fırsat buldukça kitaplardan alıntılar yapar ve sizlere tavsiyeler verebilirim haddim olmayarak. İyi okumalar dilerim.

Dinle: Alice in chains - Nutshell

ABD'li grunge/metal tabanlı harika bir grup olan AIC i özellikle metal ve grunge tarzı müzik dinleyen herkes bilir. Gerçekten muhteşem bir sound ve özgün bir liriksel anlayışın ürünü olan AIC  1994 yılında ´´Jar of flies´´ EP sini piyasaya sürdü. ´Nutshell´ ise bu EP de benim için çok ayrı bir yere sahip depresif bir parça, bazen Layne'in yaşadıklarını tam olarak anlamamız için ve samimiyetin doruk noktasına çıkabilmemiz açısından bu parçanın bir özet olduğunu düşünüyorum.. Şimdi gelin bu parçanın MTV acoustic versiyonunu beraber dinleyelim ve birlikte sürüklenelim.


Sözleri


We chase misprinted lies
We face the path of time
And yet I fight
And yet I fight
This battle all alone
No one to cry to
No place to call home

Oooh...Oooh...
Oooh...Oooh...

My gift of self is raped
My privacy is raked
And yet I find
And yet I find
Repeating in my head
If I can't be my own
I'd feel better dead

Oooh...Oooh...
Oooh...Oooh...

Dinle: Shaman - Fairy Tale

Shaman, 2000'li yılların ortalarında kurulan Brezilyalı power metal grubu. Grubun gerek vokali gerek gitar armonileri gerekse özellikle konserlerinde yer alan viyola, keman eklentileriyle gerçekten büyüleyici bir müziği var. Şimdi sizleri yıllardır sıkılmadan dinlediğim bu mükemmel parçasıyla baş başa bırakıyorum ve müziğin büyüsüne kapılmanızı rica ediyorum. İyi uçuşlar :)


12 Haziran 2017 Pazartesi

Oku: Osmanlı öncesi Türk göçleri nasıl başladı?

Türkmenlerin Anadolu'ya göçmesinin iki temel sebebi vardır
1- Türkmenlerin Selçuklu önderliğinde 11.yy başlarında Azerbaycan'ı işgal etmeleri ve Anadolu akınları ve Alparslan'ın 1071 de zaferle sonuçlanan Malazgirt savaşı neticesinde, Anadolu'yu işgale açık bir niteliğe sokmasıdır.


2- Bu büyük göç 13.yy içerisinde Moğolların istilalarından kaynaklanmaktadır. Türkmenlerin eski ana yurdu Orta-Asya ve yoğunluğu fazla olan Azerbaycan'dan Anadolu'ya göç etmeleridir.

1279 yılında gezisine Anadolu'nun doğusundan devam eden Marco Polo, Anadolu'dan söz ederken ´´Turkmenia´´ adıyla bahsetmiştir.

Yoğun yaşanılan bölgeler arasında Amasya, Sivas, Yozgat, Toroslar ve Batı Anadolu vardır. Türkmenlerin ağır vergiler altında ezildiklerini ve buna da zaman zaman isyanlarla cevap verdiklerini söylememiz gerekiyor.

14.yy başlarında Al Umari'nin bilgilerine göre;

  • Denizli bölgesi - 200.000 çadır
  • Kastamonu bölgesi - 100.000 çadır
  •                                                             Kütahya - 30.000 çadır                                                           Türkmen nüfusu kaydetmiştir. Bu bilgileri Bizans kaynakları da desteklemektedir

Türkmenlerin bu göç hareketleri hem Bizans imparatorluğunun topraklarını kaybetmesine neden olmuştur hem de zaman zaman Moğolların siyasi olaylarına yön vermiştir. Moğollar her ne kadar beylikleri bastırsa da ileride bu beyliklerden birinin imparatorluğa dönüşmesine engel olamayacaktır. 

Osmanlı'nın kuruluşunu ve diğer beyliklerin tarihlerini de ileri zamanlarda ele alacağız...

Kaynakça - Devleti Aliyye - Halil İnalcık

Roger Bacon (1220 - 12 Haziran 1292)


1220 yılında İngiltere'de doğmuş olan Roger Bacon özgürleşme yolundaki düşünceleriyle bilinir. Harika öğretmen olarak anılmasının temel sebepleri  arasında gözlem ve deneye dayalı bilim düşünceleridir. Din adamları ile yaşadığı tartışmalar yüzünden 10 yıl boyunca hapis hayatı geçirmiştir. Kişinin özgür iradesi, başka insanlara dayanmayan sadece kendi iradesiyle hareket eden bir zihniyet yapısının, insanı erdemli kılacağını düşünüyordu. Matematik, astronomi, optik, simya ve yabancı diller ile ilgilenen Bacon, barutun özelliklerini ve fonksiyonlarını açıklayan ilk Avrupalı bilgindir ayrıca gözlük tasarımı yapan ilk kişidir.  Paris, Oxford gibi üniversitelerde dersler veren Bacon, Yunan düşüncesini batıya aktarmaya çalıştı. Çalışan gemi ve arabalar yapabileceğini de söyleyen ilk bilginlerden biridir.

Bacon en önemli eserlerinden Opus Majus'ta cehalete neden olan ve kişiye gerçeği kapatan şeyleri;

  •                                 Ortaçağ'ın kabusu olan skolastik düşünce  
  •                                                         Eğitimsizlik
  •               İnsanların kendilerini ön plana çıkarma isteği ve cehaleti gizlemek 
  •                                                       Otoriteye bağlılık                                                                                                                                                                           

olarak açıklamıştır. Roger Bacon 12 Haziran 1292 yılında hapis hayatından kurtulduktan sonra, Oxford'da hayata gözlerini yummuştur.

11 Haziran 2017 Pazar

Şiir oku: Özdemir Asaf - Yalnızlık Paylaşılmaz

Özdemir Asaf, 11 Haziran 1923 yılında İstanbul'da doğdu. İlk ve orta okulu Galatasaray Lisesi'nde okudu. 1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. Asıl ismi Halit Arun'dur. Üniversitede İstanbul Üniversitesine gitti fakat 1947 yılında yüksek öğrenimi bırakma kararı almıştır. İlk yazısı Uyanış dergisinde yayınlanmıştır. 
1955' te Yuvarlak Masa Yayın evini kurdu. Genelde aşırı duygu yüklü şiirler yazdığını gördüğümüz şair taşlama tarzı şiirleriyle de meşhurdur. Batı ve Türk şiirini harmanlayıp spesifik bir tarzın iyi bir icracısı konumuna gelmiştir.

Şimdi en sevdiğim şiirlerinden birini okuyalım ve şairimizi sevgiyle, saygıyla analım...

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan...
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan...
Paylaşılmaz.

Bir düşü'nde beni sana ayıran
Yalnızlık
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.


Paleontoloji, Arkeoloji ve Tarih belirlemede kullanılan bazı yöntemler..

Türkçesi Fosilbilim olarak çevrilebilen paleontoloji, geçmişe yönelik fosil kalıntılarını inceler. Mesleki olarak bunu yapan kişiye de Paleontolog adı verilir. Örnek olarak büyük dinozor ya da omurgalı fosillerini veri olarak kullanıp tarihi şekillendirmek ve prehistorik çalışmalar yapmak şeklinde özetlenebilir. Bu hayvanların her ne kadar kemikleri ortadan kalkmış olsa da çeşitli izleri günümüze kadar ulaşır ve anlatacağım bazı yöntemler ile bunun ne kadar süre önce yaşadığını ortaya çıkartabiliriz. Bazı mineraller uzun süre dayanabilir ve bize fayda sağlar. 


Arkeopteriks(archaeopteryx) fosili. Kuşumsu bir dinozor. Uçamayan tüylü dinozor ve kuşlar arasında bir geçiş türüdür. 1861 yılında Bavyera bölgesinde bulundu ve 150 ile 160 milyon yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. İsmi itibariyle ´´Eski Kanat´´ anlamına gelmektedir.


BAZI ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ

Dendrokronoloji: Bu yöntemle ağaç gibi nesnelere yaş verebiliriz. Ağaçlar çeşitli iklimsel değişiklerden etkilenirler ancak bilim insanları ahşap nesneler üzerindeki inceleyerek yaklaşık 6500 ila 7000 öncesine kadar olan olayları tarihlendirmeyi amaçlar.

Potasyum Argon, Rubidyum Stronsiyum vs. gibi yöntemler: Genelde hominidler üzerinde uygulanır. Argon gazındaki potasyum miktarının kalıntılara bağlı olarak hesaplanmasıdır, bunun diğer değişik isimli fakat aşağı yukarı aynı yöntemle elde edilen hesapları da mevcuttur. Burada önemli olan bu tarz minerallerin dönüşüm süreçleridir.

Karbon 14: C12 ve C14 canlı yapısında bulunan karbon izotoplarıdır. Canlı öldükten sonra C12 aynı yapısını korur fakat C14 azalmaya başlar bunun sonucunda ikisinin birbirine oranı hesaplanıp canlının ne zaman öldüğü belirlenebilir. Buna radyokarbon yöntemi de denilebilir.



Termolüminesans Yöntemi: Madde radyasyona maruz kaldığı zaman  elektronlar atomu terk eder ve kristalin içine hapsolurlar. Maddeyi ısıttığımız zaman elektronların kurtulmalarına yol açar ve iyonlarla birleşerek ışık vermeye başlar. Buna ısıya bağlı ışıma adını veriyoruz. Bu yöntemle kayaların, taşların yapısını ölçeriz ayrıca insanın da bir eşyayı ne kadar önce kullandığına bağlı fikir elde edebiliriz.

Bu saydıklarım arkeometrik yöntemlere örnektir.

Arkeoloji

Kazıbilim olarak çevirebileceğimiz, insanların geçmişte bıraktıkları fiziksel izleri ve kullandıkları nesneleri araştıran bilim dalı. Böylece kaşifi oldukları nesnelerden de yola ççıkarak o dönemde yaşamış olan bazı insan ve insansı canlıların bilgilerine ulaşabiliriz. 


Burada gördüğümüz aletler Fransa'nın Les Combarelles mağarasında bulunmuştur ve MÖ 10.000 yılına tarihlendirilmiştir.

KALINTILARA BAĞLI OLARAK TARİH YAPMAK

Tipoloji: Bazı kalıntıları sınıflandırma yöntemine giderek birbiriyle olan ilişkilerini bulmaya çalışırız. Ve belirli bir sistem üzerinden hareket ederek tarih oluşturabiliriz. Aydınlanma çağında etkili olmuş ve günümüzde de hala kullanılmakta olan bir sistemdir.

Tarihsel Dökümanlar: Tarihçiler için geçmiş hakkında bilgi veren tüm dökümanlar büyük önem taşımaktadır. Yazının bulunmasından sonra önem kazanmıştır taş, kaya, el yazmaları vs. gibi dökümanlar bize tarih yapmada yardımcı olur. Örnek olarak 1215 yılında İngiliz kralı John'un imzaladığı Magna Carta örnek verilebilir. 


Magna Carta, Kral John un yetkilerini kısıtlayan tarihsel açıdan çok önemli bir belgedir. 1215 yılında Kral John imzaladığı bir antlaşmadır.

Haritaların Rolü: Atalarımızın haritanın ait olduğu dönemlerde Dünyamızı nasıl gördüğü önemli bir noktadır. Bilinen ilk haritalar İÖ 2500 yıllarında Babil'de ortaya çıkmıştır. Kil tablet üzerine çizilmiş olan haritadan örneğin Babil medeniyetinin 360 derecelik açı sistemi kullandıklarını tespit edebiliriz. Daha sonraları bu etki Mısır ve Yunan medeniyetlerinde de görülmektedir. Ortaçağ ve sonrasında haritaların gelişmeye başladığını görebiliyoruz. 


Bir Osmanlı amirali olan Piri Reis'in 1513 tarihli haritası. Buradan anlaşıldığı kadarıyla Güney Amerika sonrası kapalıdır, yazılı bölümün ise harita olmadığı tespit edilmiştir. Piri Reis'in sadece kıyılar hakkında elle tutulur bir bilgiye sahip olduğunu ve gitmediği halde ele geçirilen esirler yoluyla haritayı tamamladığı görülüyor.

Takvimler: Eskiçağ'da yaşamış olan bazı insan toplulukları kendi yöntemlerine, astronomik gözlemlerine ve inançlarına göre takvimler yaptılar. Bu takvimler elbette farklılık gösterir ve bulundukları toplum yapısına kadar bize bilgiler verebilir. Roma, Aztek ve Maya gibi toplumlar buna örnek oluşturabilir.




10 Haziran 2017 Cumartesi

Dinle: Class of 99' - Another Brick In The Wall (Pink Floyd Cover)

1999 yılında Washington, Seattle da kurulmuş, Alice In Chains'ten tanıdığımız Layne Staley, envai çeşit pedalla deli gibi sesler çıkaran Rage Against The Machine ve Audioslave gitaristi Tom Morello, Porno For Pyros bassçısı Martyn LeNoble ve Jane's Addiction davulcusu Stephen Perkins tarafından kurulan alternative, deneysel takılan bir grup. 

Aslında direkt parçayı paylaşacaktım ama bahsetmeden edemedim, Roger Waters'ın övgüyle bahsettiği bir cover olduğunu belirtip parçamıza geçelim..




Futbol: Süper lige çıkan Göztepe'nin kısa tarihi


1925 yılında kurulan İzmir takımı. İzmir'in en başarılı kulüplerinden biri olmasının yanı sıra maçlarını 51295 kişilik İzmir Atatürk stadyumunda oynamaktadır.

İki adet Türkiye kupası ve bir adet süper kupa olmak üzere önemli üç kupayı alma başarısını gösteren Göztepe ayrıca bu sene  TFF 1.Lig play off karşılaşmalarında ilk olarak Boluspor'u daha sonra da Eskişehir gibi güçlü bir takımı eleyerek Süper Lig'e katılmaya hak kazanmıştır.

Kulübün tarihindeki en başarılı golcülere bakacak olursak 386 maçta 185 gol atma başarısını gösteren Fevzi Zemzem, 471 maçta 93 gol atan Gürsel Aksel ve 324 maçta 73 gol atan Ertan Öznur üçlüsünü gösterebiliriz.

2017/2018 sezonunda çok büyük bir sürpriz olmazsa kulübün teknik direktörü olarak yine Yılmaz Vural'ı göreceğiz gibi duruyor.

Göztepe'yi gerçekten Süper Lig'de görmek harika, Beşiktaş taraftarı birisi olarak Göztepe'ye başarılar diliyorum.GÖZ

4 Haziran 2017 Pazar

Dinle: Eloy - Ocean (1977)

Eloy, 1969 yılında Almanya'da kurulmuş progressive rock grubu. 



Grubun son kadrosu;

Vokal,Gitar - Frank Bornemann
Klavye - Michael Gerlach
Davul - Boro Schopf
Vokal,Bas - Klaus - Petel Matziol

Grup ismini H.G Wells - Time Machine(Zaman Makinesi) kitabındaki Eloi ırkından almıştır ve yer yer Pink floyd adlı dahiler grubuna benzetilir.


Önerdiğim albüm olan ''Ocean'' 1977 yılında piyasaya sürülmüştür ve dört parçadan oluşur. 

İlk olarak Poseidon's creation parçası ile albümü dinlemeye başlarız. Klavye kullanımı hat safhalara çıkıyor ve özellikle sonundaki dahi solosu ile bizleri büyülüyor, tribal kafalara ulaşmak mümkün bu parça ile ki bana göre albümün en iyi parçası.

İkinci parçamız Incarnation of the logos ilk parçanın devam niteliğinde ve bence ilk parça ile birlikte progressive rock müziğin mihenk taşlarından biridir. Hikaye anlatımı devam ediyor ve kesinlikle sözlere de dikkat çekmek istiyorum burada. İnsanı değişik etkilere sokması için alkol vs. gibi şeyler olmadan da müziğin dopamin, endorfin etkinliğini arttırdığını rahatlıkla anlayabilirsiniz. 

Üçüncü parçamız Decay of the logos mükemmel klavye solosunu damarlarımızda hissedeceğimiz şahane bir parça. İnsanların kalitesiz müziklerde aradığı o anlamsızlığa yanarım bu albümü her dinlediğimde... 

Son parçamız Atlantis' Agony at June 5th-8498, 13 P.M. Gregorian Earthtime 15'35 ise Atlantis'in son anlarını ve ölümünü anlatır, hikayeyi bitirir. Müzikal bakımdan Eloy'un tarzının bir özeti gibidir. Klavye kullanımı, hikayemsi sözler bizleri buradan alır fantastik bir ortama bırakır. 

Şaheser niteliğinde olan ''Ocean'' özellikle Pink Floyd severler için oldukça iyi bir alternatiftir ve bana göre Eloy'un en iyi albümüdür. 

2 Haziran 2017 Cuma

Nasa sitesinden seçtiğim 5 fotoğraf vol.1

Ara ara sizinle paylaşacağım bu seride fotoğraf derleyeceğim ve size sunacağım, umarım beğenirsiniz.

5. Yengeç Bulutsusu (Crab Nebula)


Yengeç bulutsusu, ilk olarak John Bevis tarafından 1731 yılında gözlemlenmiştir. Boğa takımyıldızı yöresinde yer alan bir süpernova kalıntısıdır. (Büyük kütleli bir yıldızın ölüm çeşidi) 4 Temmuz 1054 yılında patlayan bu yıldız, gözlenip kayıt edilmiştir.  Dünya'dan yaklaşık 7000 ışık yılı uzaklıktadır, çapı 11 ışık yılıdır. 1968 yılında bulutsunun merkezinde bir atarca(pulsar) keşfedilmiştir. Yengeç pulsarı adını almıştır. Bu pulsar saniyede 30 kez döner.

4. UGC 12591


Bir tür spiral galaksi olan UGC 12591, sistemimize 400 milyon ışık yılı uzaklıktadır. Bilinen en yüksek dönme hızına sahip galaksidir. Saniyede 500 km hızla döner.

3. Westerlund 1 Süperyıldız kümesi


Westerlund 1 süperyıldız kümesi , galaksi merkezine 15 bin ışık yılı uzaklıktadır ve dev yıldızlar topluluğudur. 1961 yılında Bengt Westerlund tarafından keşfedilmiştir.

2.Peçe Bulutsusu (Veil Nebula)


Cadı süpürgesi bulutsusu ve Cygnus Loop olarak ta bilinir. Kuğu takımyıldızı yönünde bulunan bir bulutsudur. 8000 yıl önce patlamış bir süpernova kalıntısıdır ve uzaklığı 1400 - 2600 ışık yılı aralığındadır. William Herschel tarafından 5 Eylül 1784 te keşfedilmiştir. Bu fotoğrafta en parlak bölümlerinden bir kısmı Hubble tarafından çekilmiştir. Yarı çapı 50 ışık yılı dolaylarındadır.

1. Genç Küresel Yıldız Kümesi (Youthful globular star cluster)


Bu fotoğraf ta Hubble uzay teleskobu tarafından çekilmiş olup genç bir küresel yıldız topluluğunu göstermektedir. Görüldüğü gibi yıldızları saymakta zorlansak ta bize yalnız olmadığımız hissini birebir veriyor sanırım.


Isaac Newton (1642-1727)


Isaac Newton 25 Aralık 1642 yılında İngiltere'de doğmuş, gelmiş geçmiş en büyük bilim adamı olarak kabul edilen fizikçi, astronom, matematikçi, mucit, ilahiyatçı. Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica kitabı ile klasik mekaniğin temellerini oluşturmuştur. Bu kitap çağının bilimsel açıdan en önemli yayınıdır.

Çocukluğunda da makinelerle yakından ilgili olan Newton, ellerini de çok iyi kullanmaktaydı.Ergenlik çağında annesi iyi bir çiftçi olacağını umdu ve onu okuldan aldı. Daha sonra başka alanlarda da yetenekli olacağını düşündüğü için ikna oldu ve oğlu Cambridge Üniversitesinde eğitim görmeye başladı. Burada araştırmalarına yardımcı olacak şeyleri çabuk öğrenen Newton artık bağımsız araştırmalar yapmaya başladı. Yirmi bir ve yirmi yedi yaşları arasında dünyayı tamamen değiştirecek olan bilimsel tezlerini ortaya atıyordu.


17.yy ortaları bilimin mayalandığı bir dönemdi, teleskop icat edilmişti ve bunun anlamı bilimsel alanda büyük bir sıçrama demekti. İngiliz filozof Bacon ve Fransız Descartes artık bilim adamlarının Aristocu görüşlerini bir kenara bırakıp kendi araştırmalarına yönelmesi gerektiğini savunmaktaydı. Bu söylemlerin uygulamaya dökülmüş hallerinden biri Galileo'nun yaptığı çalışmalardır. Yeni icat edilen teleskop sayesinde gözlemlerle bilime katkı yapmış, ''Newton'un birinci hareket kanunu'' bilinen ilkesinin temelini atmıştır.

Galileo Jüpiter'in doğal uydularını keşfeden kişidir.

Newton, kendisinden önce Kopernik ve Galileo'nun ortaya attığı bazı kavramları teorileştirdi ve onları bilimsel olarak kanıtladı fakat bunları yayınlamakta her zaman isteksiz davranmıştır. Simya ve ilahiyat gibi bazı araştırma alanlarının bunlardan kat be kat önemli olduğunu düşünüyordu.

Yayınlanan ilk buluşu, ışığın doğası hakkındaki çalışmalarıdır. Bir dizi deney sonucunda ışığın, gökkuşağındaki tüm renklerin bir karışımı olduğunu ispatlamıştır. Işığın yansıması ve kırılması ile ilgili verileri dikkatle analiz etmiştir. Bu verileri kullanarak günümüzde kullanılan aynalı teleskobu tasarladı ve imal etti. Optik alanlardaki yaptığı çalışmalarla birlikte bunu 29 yaşında iken İngiliz Kraliyet Bilimler Akademisine sundu. Sırf bu araştırmaları bile onu önemli bir yere koyarken, mekanik ve matematik alanında elde ettiği buluşlar bundan çok daha önemli bir yerdedir.

Newton tipi bir teleskobun çalışma prensibi



Matematiğe en büyük katkısı kuşkusuz 20'li yaşlarda iken integral hesabı bulmuş olmasıdır. Bazı tv programlarında çok önemli profesörlerin onun 3.dereceden denklemlerini çözmekte aşırı zorlandıklarını görmüşlüğüm var.. Ne kadar deha olduğunu sanırım anlatmaya gerek yok. Modern matematikte integralin ne kadar önemli olduğunu ve birçok buluşun integral olmasaydı söz konusu noktaya gelemeyeceğini söylemeliyim. Tekrar söylemiş gibi olacağım fakat sırf integrali bulması bile onu bilim adamları listesinde üst sıraya taşıyabilecek bir bilimsel atılımdır.

Newton'un en önemli buluşları ise tabi ki cisimlerin hareketlerini inceleyen mekanik alanındadır. Cisimlerin her hangi bir kuvvet olmadan nasıl hareket ettiklerini anlatan birinci hareket kanununu Galileo bulmuştur. Gerçekte bütün cisimler dış kuvvetlerin etkisi altındadır ve mekaniğin en önemli sorunu bu cisimlerin nasıl hareket ettiğidir. Bu problem Newton tarafından, klasik fiziğin en temel kanunu sayılabilecek, ikinci hareket kanunuyla çözülmüştür.


Matematiksel olarak F=ma denklemiyle ifade edilen kanun; bir cismin ivmesinin, yani hızındaki değişimin, cisim üzerine etki eden net kuvvetin cismin kütlesine bölünmesine eşit olduğunu söyler. Bu iki hareket kanununa Newton, bir üçüncüsünü (her etkiye kendisine eşit bir etkiyle karşı koyulur) ve en ünlü buluşunu, evrensel yer çekimi kanununu ekledi.Bu kanunların dördü bir arada, sarkaç hareketinden gezegenlerin güneş etrafındaki yörüngesel hareketlerine kadar, makroskopik mekanik hareketlerinin hemen tümünün incelenip davranışlarının tahmin edilmesine olanak sağlayan bir sistem oluşturdu. Yalnızca bu kanunların ifade edilmesine yardım etmedi ayrıca gerçek hayattaki çözümlerini de açığa kavuşturdu. Newton kanunları mühendislik ve bilim alanındaki sorunlara uygulandı, gezegen ve gök cisimlerinin hareketlerinin tahmin edilmesine olanak sağladı. Bu nedenledir ki Newton dinamik astronomiye büyük katkısından dolayı, bazı astronomi çevrelerince yaşamış en büyük astronomlardan biri olarak ta kabul edilir.

Laplace, Leibniz, Lagrange, Ernest Mach gibi ünlü bilim adamları Newton'un en önemli bilim adamlarından biri, hatta en önemlisi olduğunu dile getirmişlerdir. Momentum, açısal momentum, termodinamik, akustik gibi bilim dallarına da katkı yapmıştır. Newton 1727 yılında hayata gözlerini yummuştur ve Westminster katedraline gömülmüştür. Bu şerefe erişen ilk bilim adamıdır.

Kaynak; En etkili 100 kişi- Michael Hart, eng wikipedia, Kozmos - Carl Sagan ve kişisel yorumlarım

Cosmos alıntıları, Astronomi notları - 1

Cosmos bildiğimiz üzere bize yaşamın nasıl başladığını, evrenin genel yapısını ve bilimin nasıl evrildiğini, fazla ayrıntıya takılmadan güzelce baştan sona anlatan bir kitap. Carl Sagan ve Neil Degrasse Tyson'ın sunumlarını yaptığı iki adet belgesel serisi de vardır ki izlemenizi kesinlikle öneririm.

Bu kitaptan alıntılar yaparak sizinle önemli bölümlerin altını çizmek istedim.Ayrıca size fotoğraflı kısa bilgiler de aktaracağım .

 Şimdiden keyifli öğrenmeler dostlarım..

Birinci Bölüm - Kozmik Okyanusun Kıyıları


Kozmos, olmuş veya olan ya da olacak her şeydir. Kozmos ''düzen içinde bir evren'' anlamında kullanılan Yunanca bir sözcüktür ve bir bakıma ''karmaşa'' alamına gelen Kaos kelimesinin karşılığıdır.

Üzerinde barındığımız yerküre, başsız ve sonsuz bir enginlikte kaybolmuş minicik bir gezegendir. Kozmik perspektifte, insanoğluna ilişkin uğraşların çoğu anlamsız hatta çocuksu görünür. Ama yine de insan soyu her dem genç, her dem merak küpü ve her dem cesur, ayrıca çok şaşırtıcı, ayrıca çok ta umut vericidir.

Dünyamız ve uydusu

Yerküremizin yüzeyi, kozmik okyanusun  kıyısını oluşturur. Bilgilerimizin çoğunu da bu kıyılarda edindik. Son zamanlarda denize birazcık açıldık... (Yazarın burada söylediklerini anakronist bir bakış açısıyla değerlendirsek daha doğru olur dostlarım, biliyorsunuz ki kitabın yazıldığı tarihten itibaren bakış açımızda çok büyük bir fark oluştuğunu hatırlamak gerekiyor)

Dünyamızda uzunluk ölçüsü olarak kullandığımız metre ya da kilometre gibi ölçüler, Kozmos'un boyutları için geçerli değildir. Kozmos öylesine büyüktür ki, kilometreler anlamsız kalır. Kozmos'ta ölçü olarak ışık hızını kullanıyoruz, Işık, saniyede 300.000 km hızla ilerler. Başka bir deyişle yerküremizin çevresini saniyede yedi kez dolanmış olur. Sekiz dakika gibi bir sürede Güneş'ten dünyamıza ulaşır. Işığın bir yılda aldığı mesafe ise aşağı yukarı 9.5 trilyon km dir. Işık yılıyla zaman değil uzaklık ölçeriz.

Bir ışık huzmesi saniyede 300.000 km gibi bir hızla hareket eder, Dünyamızın uydusu aya ulaşmak için ışığın çok ta zorlanmayacağını söylememiz gerekiyor...

Galaksilerarası uygun bir noktadan bakabilsek, uzay dalgaları üzerine yayılmış köpük gibi hafif ışıltılı şekiller görürüz. Bunlar galaksilerdir, bazıları tek başına, bazıları küme halinde engin kozmik karanlıkta kayarak dolaşırlar. Evet, işte karşımızda, bildiğimiz kadarıyla, en geniş boyutlardaki bir Kozmos... Yerküremizden sekiz milyar ışık yılı uzakta bulutsu yıldızlar yöresindeyiz. Bilgilerimiz, burasının bilinen evrenin uç bölümüne yarı uzaklıkta olduğunu söylüyor.


Fotoğrafta gördüğümüz galaksi Sombrero Galaksisi adını verdiğimiz, Başak takımyıldızı yöresinde bir sarmal gökada. 1767 yılında Pierre Mechain tarafından keşfedilmiştir. Uzaklığı 28.5 milyon ışık yılı, çapı ise 140.000 ışık yılıdır.

Bir galaksi, gazdan tozdan, yıldızlardan oluşur, milyarlarca yıldızdan.. Birileri için güneş işlevi görüyor olabilir bu yıldızlar. Bir galakside trilyon mertebesine ulaşacak kadar gezegen ve yıldız olabilir. Belki de bizim gibi veya bizden daha da gelişmiş canlı türleri belki de hiç canlı barınmayan ölü gezegenler.. Bunu henüz tam olarak bilmiyoruz. Bu kadar olasılığın içinde bana göre kesinlikle yalnız olmadığımızın altını çizmemiz gerekiyor. Mesafeler elbette uzak, kendi teknolojimize göre düşündüğümüz zaman gidip gelme sıkıntısı yaşayacağımız bir gerçek :)

Şimdi, dünyamızdan yola çıkarak başlayacağımız yolculuk, yeryüzündeki astronomi bilginlerinin ''Bölgesel Galaksiler Kümesi'' adını verdikleri yöreye götürecek bizi. Burası iki milyon ışık yılı ötemizdedir ve yaklaşık yirmi ana galaksiden oluşur. Andromeda galaksisi bunlardan biridir ki M31 olarak bilinir. Bize tam 2.5 milyon ışık yılı uzaklıktadır.

Andromeda Galaksisi
Keşfi MS 964 lü yıllara denk gelir. Abdurrahman es-Sufi tarafından keşfedilmiştir. Yarıçapı 70 bin ışık yılıdır ve yaklaşık bir trilyon yıldıza ev sahipliği yapmaktadır. 4 milyar yıl sonra Samanyolu ile çarpışıp zaman içerisinde birleşecekleri öngörülüyor.

Basit bir şekilde size evren, galaksimiz ve diğer komşu galaksiler hakkında bilgiler vermeye çalıştım, kitabın bundan sonraki bölümünde yıldızlar, yıldızların doğumu ve ölümü gibi konular var bunları ayrı olarak ele alacağımdan dolayı burada bahsetmedim. Önce güneşimizi ele alacağım, daha sonra güneş sistemimizi ve diğer gökcisimlerini anlatıp daha sonra dış uzaya doğru açılacağız ve temel fizik konularıyla baş başa kalacağız. Bilim tarihi ve bilimin nasıl üst üste birikerek bu noktaya geldiğine de değinmeden geçmeyeceğim. Keyifli okumalar dilerim.








KİTAP: Zbigniew Brzezinski - Stratejik Vizyon

Stratejik Vizyon PDF