Bu Blogda Ara

24 Ocak 2018 Çarşamba

BİLGİ: GAZETECİLİĞİN İLK ADIMLARI VE TÜRK GAZETECİLİĞİ - 1

BATIDA İLK DÖNEM GAZETE ALGISI: UTANMAZ VE YALANCI



1626 yılında - Ben Johnson Londra'da sahnelenmek üzere "Haber Dükkanı" adındaki oyunu yazmıştır. Esere göre "Gazeteci, kesinlikle utanma duygusundan yoksun ve okuyucuların saflığından yararlanmak için ne olursa olsun yazan birisidir"


Böylece ilk kez gazetecinin toplumsal kişiliğine saldırıldı.  Bu yargının değişmesi için 150 yılı aşkın bir sürenin geçmesi gerekti. Bu da Fransız Devrimi (1789) ile girilen yeni toplumsal siyasal süreçtir. Ben Johnson'ın  1626'da yazdığı komediden Fransız devrimi sürecine kadar gazeteci algısının toplumda olumlu bir karşılığının olduğunu söylemek zordur. Şimdi bazı Fransız filozofların düşüncelerini aktaralım.

Voltaire (1694 - 1778)

Gazetelerden nefret eden ve sadece resmi gazetelere onay veren Voltaire, "basın, toplumun belalarından biri ve dayanılmaz bir eşkiyalık haline geldi" demiştir.

Denis Diderot (1713 - 1784)

Diderot: "Tüm bu gazeteler, cahillerin yemi, okumadan konuşma ve karar vermek isteyenlerin kaynağı, çalışanların belası ve tiksintisidir. Bunlar hiçbir zaman iyi düşünülmüş iyi bir satır üretmediler, ne de kötü bir yazarın kötü bir eser vermesini engellediler" demiştir.

Jean Jacques Rousseau (1712 - 1778)

1775'te, bir gazete çıkarttığını yeni öğrendiği Cenevre'deki bir arkadaşına şöyle yazar: "Demek ki siz de, baylar, 'süreli' yazarlar oldunuz. Projenizin bana size olduğu kadar eğlenceli gelmediğini itiraf ediyorum; büyük anıtlar dikmek için yaratılmış adamların malzeme taşımakla, mimarların el işçisxi olmakla yetindiklerini görmekten üzüntü duyuyorum. Süreli bir kitap nedir?
Değersiz ve faydasız, kalıcı olmayan bir eser, kültürlü kişiler tarafından dikkate değer bulunmayan ve küçümsenen bu kitapla, kadınlara ve aptallara bilgiden yoksun bir gurur vermeye yarar; yazgıları sabah tuvalet masasının üzerinde parladıktan sonra, akşam gardırobun içinde ölmektir"

1775 - 1785 yıllarına doğru, Fransız Devrimi öncesinde, Fransa'da, yönetici sınıflar ve filozoflarla gazete çıkaranlar arasındaki uyuşmazlık giderek azalır. 1778 yılında Acadêmie Française, ilk kez gazetecileri bünyesine kabul etmeye başlar.

Gazetecilerin ve gazetelerin toplumda gördüğü kabul, yeni toplumsal yapıda edinecekleri konumun ilk işaretleridir. Bundan sonra gazeteler vazgeçilmez bir konum sahibi olmaya başlayacaklardır.

Bunu anlamak için de yeni toplumsal yapının ne olduğu konusunda bazı tanımlar üzerinde durmak gerekmektedir. Burada kilit kavram, ulus ve ulus - devlet'tir. Fransız Devrimi'ni, Avrupa'nın yaklaşık üç yüzyıl yaşadığı değişimin yeni bir toplumsal düzenle noktalanan siyasal bir hareket olarak söyleyebiliriz. Bu yeni toplumsal düzen, burjuva siyasal devrimi, sanayi devrimi ve işçi sınıfıyla şekillenen yeni bir sınıfsal bünye olarak "ulusal-devlet" yapılanmasıdır. Aslında siyasal yapı derken tüm toplumsal örgütlülüğün kendisinden bahsetmiş oluyoruz.

Meşruiyetin "Kral" ve "Krallık" kavramları ekseninde şekillendiği geleneksel siyasal yapının son bulmasında önemli kırılma olan Fransız Devrimi'nin getirdiği yeni siyasal yapının meşruiyet zemini en ayırıcı unsurdur. Meşruiyet zemini "ulus"tur; "ulus" kavramı yeni düzenin temelidir. Yeni siyasal yapı, üç temel kuvvetin ayrılığı esasına dayanmıştır. Yasama, yürütme ve yargı, meşruiyetini ulusta (halkta) bulan yeni siyasal ve toplumsal yapıyı ortaya koymaktadır.



Tam da bu noktada gazeteye biçilen rol ortaya çıkmaktadır. Yeni toplumsal yapılanmada kuvvetlerin konumlanışı ve bu konumlanışta gazetenin durumunu İrfan Erdoğan şöyle betimlemektedir: "Amerikan sosyoloğu Robert E. Park'a ve Hulteng ve Nelson'a göre, dördüncü güç kavramını gazete/basın için ilk olarak Lord Thomas Babington Macaulay, 1828'de 'Hallam's Constitutional History' makalesinde kullanmıştır: İngiliz parlamentosunda üç güç vardı; Lords of spiritual (1960) Lord of temporal (1983) ve halk. Gazetecilerin oturduğu gallery dördüncü güç alanı oldu. Gerçi Carlyle 'Hero as a man of letters' yapıtında, dördüncü kavramını K.Burke'ye atfeder. Burke'nin yapıtlarında bu kavrama rastlanmaz.

Amerika'da basın gayri resmi dördüncü güç olarak nitelenir (gerçi kitle iletişim kitaplarında bu kavrama çok ender rastlanır). Basın diğer üç gücü, yani başkanı, kongreyi ve adalet sistemini, halkın 'gözleyici, bekçi köpeği' olarak nitelenir.

Gazetenin yeni dönemde aldığı konum ve üstlendiği işleve ilişkin en çarpıcı tespit, Le Patriote Française adlı gazeteyi Nisan 1789'da, Fransız Devrimi'nden hemen önce çıkaran Brissot, tanıtım yazısında şöyle açıklamaktadır: Tüm Fransızları eğitmek için, broşürlerden başka sürekli, az masraflı ve onları yormayacak biçimde bir araç bulmak gerek. Bu araç siyasi bir gazete (...)'dir. Esaretten ya da cehaletten kurtulmaya çalışan kalabalık bir millet için tek eğitim aracı budur.



Gazeteler olmadan Amerikan Devrimi hiçbir zaman gerçekleşmezdi' Bunun sonucunda da "basın özgürlüğü kutsal bir haktır ve halkın sahip olduğu egemenliği makul ve aklı başında bir biçimde uygulamasına olanak veren yurttaşlık eğitimini sadece onun sağlayabileceğine inanılıyordu."

İlk defa 1778'de akademilere gazeteciler alınmaya başlanacaktır. Ve akademiye alınan ilk gazeteci Target, Nivernais Dükü tarafından karşılanır ve dük ona şöyle der: "Gazetecilik mesleği, artık en nitelikli zihinler tarafından icra edilmeyi hak etmektedir" Bu, gazetenin, etkinliği ve yaygınlığı ile hiçbir siyasal iktidarın onu görmezlikten gelemeyeceğinin, artık merkezde konumlandığının, siyasal bir aktör olarak dük tarafından ifade edilmesidir.

İlk hafta konumuz burada bitmektedir iki önemli fikri bir sonraki yazımızda inceleyeceğiz bunlar 

1. Gizliliğinin kaldırılması
2. Demokrasi

Kaynakça: İÜ Ders Notlarım 
Hocamız Profesör Dr. Suat Sezgin




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KİTAP: Zbigniew Brzezinski - Stratejik Vizyon

Stratejik Vizyon PDF