Bu Blogda Ara

24 Ocak 2018 Çarşamba

BİLGİ: GAZETECİLİĞİN İLK ADIMLARI VE TÜRK GAZETECİLİĞİ - 2

19. YÜZYILDA OSMANLI'DA GAZETECİLİK HAREKETLERİ

Osmanlı imparatorluğu'nda gazetecilik hareketleri 19. yüzyılda başlamıştır. Gazeteciliğin resmi bir girişimle hayata geçişi ve yaklaşık otuz yıl sonra ilk özel girişim gazetesinin yayına başlaması, imparatorluğun bu yüzyıldaki koşullarıyla yakından ilişkidir. Bu özel dönem, Türkiye Cumhuriyeti'ne varan yolculuğun başlangıcı da olan, Tanzimat Dönemidir.

Matbaa ve gazetecilik hareketleri batı toplumlarında çok önceleri başlamasına karşın, neden Osmanlı'da 19. yüzyıla kadar beklenmesi gerekmiştir?

Tanzimat dönemi politikaların temel derdi, merkezileşme çalışmalarıdır. Bu doğrultuda modern bir bürokrasi kurmak gereklidir. Gazetenin ortaya çıkış sebebi, bürokratik bir aygıt olarak siyasal işlevdir. Osmanlının resmi gazetesi niteliğinde olan Takvim-i Vakayi ve yerel basının kökenlerini teknolojikj olarak atan vilayet gazeteleri,  ihtiyaç duyulan yeni toplumsal örgütlenme biçimine uygun bir iletişim sisteminin parçası olarak tasarlanmıştır. Tanzimat dönemi bürokratları için hem bürokrasi, hem de gazetecilik alanında bir okul işlevi de gören gazete, özel girşim gazeteleri için de bir hazırlık aşamasıdır.

Gazetelerin Avrupa'da, özellikle kamuoyu üzerindeki değiştirici ve oluşturucu etkisi fark edilmiş ve kullanılmıştır. Birçok farklı milleti bünyesinde barındıran Osmanlı yönetimi için, gazetenin kendi toplumunda etkili bir rol üstlenmemesi, yönetim açısından bir avantaj oluştururken gazetenin göz ardı edilmediği de bilinmektedir. Osmanlı yönetimine göre gazete, özellikle Avrupa kamuoyuna ve diğer ülke yönetimlerine karşı kullanılabilecek bir silah anlamını taşımaktadır. Bu güçlü silahtan faydalanmayı amaçlayan yönetim, Alexandre Blacque'dan başlamak üzere gazetelere doğrudan ve dolaylı yardımlarda bulunarakj kendi politikalarına Avrupa kamuoyunda taraftar bulunmaya çalışmıştır. "Gazete, bir propaganda aracı olarak Babıali'deki "halklı modern tekniklerle" kontrol altında tutmaya çalışan " modern bürokrasi" ve "merkeziyetçilik" anlayışına paralel olarak algılanır ve hayata geçer.

TAKVİM-İ VEKAYİ (1831)


Takvim-i vekayi, daha önce belirtildiği gibi, Tanzimat'ın genel eğilimlerine uygun olarak, merkezi bir yönetimi güçlendirmek için bir araç olarak, devlet tarafından çıkarılır. Gazete çalışanları devlet memuruydular. Gazete, ilerideki daha yüksek makamlar için bir basamaktı da.

Basın özgürlüğü açısından bakıldığında bu olumsuz görünse de, dönem açısından olumlu bir etki yapmıştır. Genel politikanın reformlar ve ilerleme yönünde olması, bu kadroların sonradan Osmanlı modernleşmesinde, gazete öğrendikleri ile ilerici atılımlar yapmasına katkıda bulunmuştur. Gazete, resmi ilan ve tebliğlerin yanı sıra çok çeşitlilik gösteren bir içeriğe sahiptir. Yapılan yol ve binalardan, kapatılan Yeniçeri Ocağına anti-propagandasını yapan uyduruk hikayelere, Avrupa'dan siyaset, kültür ve sanat haberlerinden bilimsel bir konu olan Malthus'un nüfus kuramına pek çok tipte haber gaztee sayfalarında yer alabiliyordu.

"Takvim-i Vekayi, 4 kasım 1922'ye kadar sürecek yayın hayatı boyunca (Bu tarih Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi olarak tarih sahnesinden silindiğini de gösterir), önceleri devletin kitle iletişim alanındaki boşluğunu doldurmaya çalışmış, 1860'tan sonra ise tam bir resmi gazete özelliğine bürünmüştür.

Devlete bağlı olarak yayınlanmasına rağmen dizgi hataları yüzünden kimi zaman kapanırken düzenli periyotlarla yayınlanamamış, gazete kullanılan dil sebebiyle Sultan II. Mahmut tarafından bile eleştirilmiştir. Yayınlandığı ilk yıl rakipsiz olmasına rağmen halkın gazeteye alışması ve basının toplumun bir parçası olması yolunda başarılı olamamıştır."

II.Mahmut'un devlet daireleri arasında haberleşmeyi gerekli gördüğü için 1831'de kurduğu gazete, resmi yayın olmasına karşın, II.Abdülhamid devrinde (1876-1909) 1878 ve 1892 yıllarında iki kere kapatılmıştır. Abdülhamid'in (Abdülhamid'in biraz paranoid bir kişiliğe sahip olduğunu belirtelim) şüpheci tutumu, alınan bu tedbirleri izah eder.

CERİDE-İ HAVADİS (1840)

Takvim-i Vekayi'den sonra ikinci gazete olan, İngiliz William Churcill tarafından 1 Ağustos 1840'da yayınlanmaya başlayan Ceride-i Havadis, ilk çıktığı andan itibaren halk tarafından ilgi görmemiştir. Birkaç sayısı parasız olarak dağıtılır buna rağmen daha sonraki satışı kimi zaman 150 civarında kalır.

CERİDE-İ HAVADİS

Osmanlı yönetiminin yardımlarıyla ayakta kalabilen gazete yarı resmi konuma gelir. 1854 Kırım Savaşı'nda Churchill'in İngiliz gazetelerinin muhabiri sıfatıyla savaşı izlemek üzere Kırım'a gitmesi gazeteye canlılık getirir. İlk defa telgrafın kullanılması ile Kırım'dan gönderilen haberler önce İstanbul'a oradan da İngiltere'ye yollanır. Gazetenin yayımı 1864'e kadar devam eder.

VİLAYET GAZETELERİ

Vilayet gazeteleri, bugünkü anlamında yerel gazeteciliğin temellerini atmıştır. Bu gazetelerin ortaya çıkışı da, 19. yüzyılda Osmanlı topraklarında gerçekleştirilmeye çalışılan ve Tanzimat Dönemi adı altında kavranan pek çok alandaki reform hareketleriyle yakından ilgilidir.

"Osmanlı mahalli idarelerinde ilk büyük düzenleme, eyalet sisteminin kaldırılarak vilayet sistemine geçişle ilgili, 7 Kasım 1864'te çıkarılan nizamnameyle yapılmıştır. 1871'deki "İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi" adı altında daha da geliştirilmiştir. 

Buna göre, yerel yönetim birimleri, vilayet, liva, kaza, nahiye ve köy düzeyinde yeniden yapılandırılmıştır."

Yine merkezi hükümetin çıkarlarına hizmet edilmesi için, yerel gazeteciliğe Osmanlı'da önem verilmiştir. Reformlar sonucu eyalet sisteminden vilayet sistemine geçilmesi ile, her ilde bir basım evi açma kararı alınmıştır. Bu basım evlerinde Türkçe'nin yanında diğer yerel dillerde gazetelerde çıkarılmıştır. Osmanlı'nın her ilde bir basım evi açma kararıyla bazı vilayetlerde yerel gazeteler çıkarılmıştır.

Vilayet gazetelerini, bir yandan ayrılıkçı eğilimleri dengelemek, öte yandan Avrupa'da özellikle Araplara yönelik olarak sayıları artan Arapça süreli yayınların etkisini bastırmak isteği teşvik etmiştir. Bunun başarılı örneği El Cevaib (1860), Osmanlıcık ağırlıklı Arapça bir gazetedir. Etkisi yüzünden pek çok Avrupa ülkesinde yasaklanmıştır.

"Bu uygulamanın ilk örneği, Suriye'deki iç kargaşaları bastırmakla olağanüstü yetkilerle görevlendirilen Fuat Paşa da, 1860'da, Beyrut'ta çıkmakta olan Hakikat al-Ahbar isimli Arapça gazeteyi yerel yönetimin resmi sözcüsü haline getirmiş, böylece Türkçe- Arapça olarak ilk vilayet gazetesi yayınlanmıştır."

Vilayet gazeteleri arasında ikinci sırada Mithat Paşa'nın Tuna valisiyken 1865'te Rusçuk'ta yayınlandığı Tuna gazetesi yer almaktadır. Mithat Paşa Niş valisi olduğu yıllarda, genç bir delikanlı olan Ahmet Mithat Efendi'yi tanımıştır, kendi adını ona vermiştir. Tuna gazetesinde de ona çalışma olanağı sağlamıştır. Ahmet Mithat Efendi'nin yazın hayatıyla tanışması böyle olur. Gazetenin başyazarı bir süre sonra İstanbul'a atanınca Mithat Paşa, Ahmet Mithat'ı gazetenin başına getirir ve bu görev sekiz ay kadar sürer.

Tuna gazetesinin bir örneği

Önemli vilayet gazetelerinden biri de 1866'da Trablusgarp'ta çıkartılan Trablusgarp gazetesidir. Türkçe - Arapça olarak yayınlanan bu gazete kendi işlerini şöyle tanımlamaktadır:

"Bilindiği gibi gazete denilen şey, yararlanılacak haberleri gerek çıktığı yere, gerekse taşraya duyurmak ve herkeis iyi bilgiye sahip kılarak eğitim hizmetini üstlenmektir." (Sayı69,1867)

Her ne kadar devlete ait bir matbaada baskı yapmak bir tür ön sansüre girmek anlamını taşıyorsa da yine de taşranın kültür yaşamına bu yolla bir hareketlilik getirilmiştir.

1860 SONRASI GAZETECİLİK

"Avrupa için gazete haber veren, eleştiren, yönetimle okuyucu arasında bir köprü işlevi görüp fikrin yayılmasında bir araç görevi üstlenirken arkasında sosyal kurumların yanında aydınlar da vardır. Buna karşılık Osmanlı'da ise yeniliğin ve geilşmenin kaynağı gazetedir.

Kamuoyu onun etrafında oluşur, okumayı o öğretir, aydını o yetiştirir, kitabın bıraktığı boşluğu o doldurur, birçok gazeteci mesleğe gazetecilikle başlar. 1873'e kadar sürecek olan bu dönemin sonunda gazete kendi asli fonksiyonlarına dönecek, kitap başta olmak üzere, diğer araçlar kendi rollerini üstlenecektir."

İlk eğitimi gazete tamamlar. Özellikle, gazeteciği dil konusundaki sadeleşme çalışmaları, gazeteye okuma zevkini aşılar, bu dilin biçiminin anlaşılabilirlik gücü altındaki doyurucu içerik, o döneme kadar belirli bir grubun tekelinde bulunan fikir ve edebiyat alanının halkın katılımına ve beğenisine açmasında çok etkilidir.

Türkçe'de ilk tiyatro, tercüme ve telif eserleri gazete verir, roman çeşitlerinin ilk örnekleri gazetelerde görülür. Makale ve eleştiri ve denemelerin gelişmesini gazete sağlar. Günlüş gelişmelerin tartışılması, siyaset ve sorunların haber ve eleştiri yapılmasıyla toplumun düşünce ufku genişler. Avrupa gazetelerinde muhalefetin başlayışı, edebi gazeteciliğe yönelme, eleştiri ve yorumların yer bulması uzun zaman alırken, Osmanlı'da gecikmenin de etkisiyle adeta bir patlama yaşanır.

"Özel girişim Türkçe yayınlanan ilk gazete, 21 Ekim 1860 tarihli Tercüman-ı Ahval'dır. Bu gazete yayınlandığı sırada azınlık ve yabancı uyrukluların çıkardığı 13 gazete vardır. Oysa Tercüman-ı Ahval'in yayınlandığı 1860 yıllarından 24 yıl önce İngiltere'de basın, "İngiltere Bankası", "İngiliz Donanması" ve "İngiliz Kömürü" kadar hatırı sayılır bir kuvvet olduğunu kabul ettirmişti.

Tercüman-ı Ahval - İlk özel gazete Şinasi tarafından çıkarılmıştır


Amerika'da çağdaş basını oluşturan büyük gazetecilerin piri sayılan James Gordon Bennet. 1835'te New York Herald'ı kurmuş ve bu tarihten itibaren Amerikan Gazeteciliği yeni liderlerin öncülüğünde büyük gelişmeler göstermiştir.


James Gordon Bennet tarafından çıkarılan ve büyük gelişmeler gösteren The New York Herhald

1668 yılında bir Alman gazetesi yalnız 90 adet basılırken, 1836 yılında Times'ın tirajı 17 bine yükselmiş bulunuyor, daha süreli baskı makineleri yapmak için, gazeteciler mucitleri sıkıştıyorlardı.

1814'te Koenig buharla işleyen baskı makinesini icat etmiş, bunu ilk satın alan Times saatte 1100 adet basılmaya başlamıştı. 1864 yılında Amerika'da Robert Hoe ilk rotatifi yapmış bu sayede baskı makinesinden 46, rotatifin icadından 14 yıl sonra çıkmaya başlayan
Tercüman-ı Ahval henüz el tezgahında basılmaktaydı. Bu ilkellik yüzünden ülkenin sosyal hayatında daha feci bir görünüşe sahipti.

TASVİR-İ EFKAR

Tercüman-ı Ahval'ın başlattığı yolda, yine Şinasi önderliğinde 27 Haziran 1862 yılında Tasvir-i Efkar hayatına başlamıştır. Haftada iki kere yayınlanmıştır. Bu gazete de Tanzimat yönetimine karşı eleştiriler sürmüştür. Şinasi önderliğinde gazete Yeni Osmanlıların siyasi örgütlenme yeri haline gelmiştir.

Yine Şinasi'nin 27 Haziran 1862 tarihinde ikinci teşebbüsüyle çıkarılan gazetesi Tasvir-i Efkar

Şinasi, dönemin basın alanındaki ikiliğinden yararlanarak, yayınlarını önce gazetenin Fransız eşi sayılan Corier d'Orient'te yayınlayıp, çeviri altıntı olarak tekrar kendi gazetesinde yayınlatmıştır. Gazetenin tirajı, özellikle İstanbul kent problemleri, dış politikada Karadağ meselesi, Rusya'nın Polonya ve Kafkasya politikalarının eleştirisi, Padişah'a övgü yazılarını reddetmesi vb. yüzünden, o dönem için çok büyük bir rakam olan 24.000 e kadar yükselmiştir. Bu gazete edebiyat alanında da çok etkindir. Kitap tefrikaları, tiyatroya ait yazılar, şiirler ve fikri tartışmalar gazetenin içeriğini oluşturur. Divan edebiyatından gerçek kopuşu gerçekleştirmiştir. Sayfa düzenlenmesi ilk olarak Şinasi tarafından bu gazetede yapılır" 

İBRAHİM ŞİNASİ


Şinasi özel olarak dil sorunlarıyla ilgilenmiştir. Şinasi, Türkçe'nin Arapça ve Farsça'dan ayrı bir olduğunun altını önemle çizen düşünürlerden biridir.

Şinasi'nin yaptığı bir diğer yenilik, Arap harfleri ile dizgiyi kolaşlaştırmak için harf sayısını 112'ye indirmektir. Bu değişikliğin Arap harflerinin ıslahı ve Latin harfleri konusundaki tartışmaya etkisi büyüktür. Bu tartışma zamanında da öyle genişlemiştir ki, Arapça basın ve İranlı aydınlarda kendilerini bunun içinde buldular.

3.Haftamızla ilk fırsatta devam edeceğiz.

KAYNAKÇA:

Düzeltmeler ve fotoğraflar, açıklamaları kendime ait. Bu açıklayıcı güzel sunum ise saygıdeğer hocamız Prof.Dr. Suat Gezgin'e aittir. Keyifli okumalar dilerim.on

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KİTAP: Zbigniew Brzezinski - Stratejik Vizyon

Stratejik Vizyon PDF